Site Loader

Günümüzde en sık rastlanan sistemik bağ dokusu hastalığı olarak nitelendirilen iltihaplı romatizma, vücudun el ve diz eklemi gibi en fazla çalışan ve kişinin en çok ihtiyaç duyduğu alanları etkileyen bir hastalık olmaktadır. Tıp da, romatoid artrit olarak isimlendirilen iltihaplı romatizma ekseri 25 ile 50 yaş aralığında husule gelmekte olup aktif ve inaktif olarak iki dönemi bulunmaktadır. Peki iltihaplı romatizma hastalığının teşhisi nasıl konur, iltihaplı romatizma nasıl tedavi edilir. İşte iltihaplı romatizma hakkında merak edilen bu soruların cevapları:

Aktif dönem

Akit dönemde, kişinin vücudunda genel bir ısı artışı olur. Bu artış ile birlikte eklemlerde belirli şişilikler yani ödem meydana gelir. Bu şişlikler belirli süre sonra yavaş yavaş ortadan kalkar. Aktif bölüm sona ermeye başlamıştır. İnaktif bölüm başlamıştır. Aktif dönem vücutta harabiyetin, şekil bozukluklarının ortaya çıkması için hareketliliğin olduğu dönemdir.

İnaktif dönem

İnaktif dönem, bozuklukların görüldüğü dönemdir. “İnaktif dönem” dediğimiz dönemde, mafsallarda deformite adını verdiğimiz bazı şekil bozuklukları meydana gelir. Bu bozukluklar vücutta şekilenmeye başlar.
El bileklerinde, parmaklarda büyüme iliği deformitesi,
Kuğu boyun deformitesi,
El bileğinde çarpıklık deformiteleri oluşması,
Dizin tam açılamaması, ya da tam kapanamaması,
Dizde şişliklerin kalıcı hale gelmesi. Kalıp şeklinde bir kireçleme dokusu meydana gelmesi söz konusu olur.

İltihaplı romatizma teşhisi

Romatoid artritin teşhisi altıncı vaka dediğimiz şekil bozukluklarının meydana gelmesinden önce, klinik tetkiklerde pek tespit edilemez.

Bu dönemde yapılan tetkiklerde, kan testlerinde, diğer incelenen tetkiklerde % 80 olayında romatoid artrit bulguları bulunamaz.

Sınırda romatoid artrit durumu vardır. Yani bu tetkikler bir süre sonra yapılsa ortaya çıkabilecek iken, sınırda olunca tetkikle ortaya çıkmaz. İşte burada hastayı yakından tanımanın, hastanın şikayetlerini önceye dönük iyi dinlemenin ve hekim olarak tecrübenin çok önemli rolü vardır.
Çünkü bu sınırdaki dönemde ellerde şişlik yoktur. İltihap yoktur. Ateş yoktur. Şekil bozukluğu yoktur. Ama buna rağmen yukarıdaki belirtiler varsa hasta zaten bu deformasyona adaydır. Deformasyon olmadan önce, 100 kişiden 70’inde yapılan tetkiklerdeki pozitif sonuç hekimi yanıltmamalıdır.
Eğer bu sınırdaki şahsa ilave olarak bir de akupunkturel teşhisle yaklaşılırsa şahsın imminülojik bir rahatsızlığı olduğu derhal belirlenir.

Ve vücutta zaten potansiyel olarak var olan rahatsızlığın sınırda olduğu tespit edilir. Açığa çıkmaması için immün sistemi kuvvetlendirilir. Hasta altıncı safhaya gelmeden rahatlatılmış olur.

İltihaplı romatizma tedavisi

Koruyucu önlemler ve akupunktur tedavisi
Hafızamızda yer alan klişe bir söz vardır:
“Kanserden korkma geç kalmaktan kork!”
Bu sözü romatoid artrit için şöyle belirleyebiliriz:
“Romatoid artritten kurtulmaya değil, romatoid artrit olmamaya çalış!”
Anlaşılıyor ki romatoid artrit olmamak için vücudun direncinin ve bağışıklık sisteminin bozulmamasına özen göstermek gerekiyor.

Bunun için ne yapabiliriz?

Doğal ve ekolojik gıdalarla beslenmeliyiz. Abur cubur ayakta ve acele yemekten sakınmalıyız.
Giyimlerimizde vücudumuzu sarıp sıkmayacak, hava almamızı engellemeyecek tarzda bol ve pamuklu, bayanlar için ipekli de olabilir türde giysiler giymeliyiz.
Ayak tabanlarını zorlayacak derecede yüksek topuklu ayakkabılar giymemeliyiz.
Ani hareketlerle eklemlerimizi zorlayacak pozisyonlardan sakınmalıyız.
Okulda duruş ve oturuş bozukluklarına karşı eğitim almalı ve vermeliyiz.
Vücutta biriken elektriğin zemine boşaltılmasını engelleyecek tarzda altı lastik ayakkabılardan uzak durmalıyız. Bunlar vücutta durağan stres dediğimiz birikimlere sebep olur.
Bu ve benzeri önlemlere ilaveten, yılda bir kez 15 – 20 seans akupunktur tedavisi en iyi koruyucu yöntemdir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir