Site Loader

Skolyoz omurganın sağa ya da sola eğirliğine verilen genel isimdir. Sağlıklı bir omurgaya arkadan bakıldığında tüm omurlar aynı doğrultuda görülür. Herhangi bir nedenle bu dizilimin bozulmasına ve anormal bir eğriliğin ortaya çıkmasına ise skolyoz adı veriliyor.

 

Neden ortaya çıkıyor?

Skolyoz çok farklı nedenlerle ortaya çıkabiliyor. Örneğin çocuğun spastik olması ya da çocukluk çağında felç geçirmek bu nedenlerden bazıları. Ancak sıklıkla karşılaşılan skolyozlar, daha çok 10’lu yaşlarda ortaya çıkan ve nedeni hala tam olarak bilinmeyen (idiyopatik) grupta görülen skolyozlar ile anne karnındaki etmenler nedeniyle ortaya çıkan ve doğuştan itibaren bulgu veren doğumsal (konjenital) skolyozlardır. İdiopatik skolyozun nedenini tam olarak bilinmiyor. Ancak son zamanlarda yapılan çalışmalarda bazı genetik faktörlerin rol oynadığı ortaya konulmuş. Konjenital skolyoza ise gebelik sırasında geçirilen enfeksiyonlar, diyabet hastalığı, bazı vitamin eksikliklerinin neden olduğu düşünülüyor.

 

En sık görülen skolyoz tipleri;

  1. Doğuştan olabilir (konjenital). Bu durum genellikle omurgadaki bir kusura veya birbirine kaynamış kaburgalara bağlıdır.
  2. Polio (çocuk felci), beyin felci veya kas distrofisi (erimesi) gibi durumlara bağlı olarak kasların felci sonucunda oluşabilir.
  3. İdiyopatik (nedeni bilinmeyen) olabilir. Daha önce düzgün olan bir omurgada, bilinmeyen bir nedenle ortaya çıkmaktadır. En sık görülen nedendir.
  4. Ülkemizde 12-14 yaş arası çocuklarda yapılan taramalarda omurga eğriliklerinin % 2 oranında görüldüğü saptanmıştır.

 

Belirtileri

Skolyoz, yetişme çağındaki çocukların geleceğini tehdit eden bir hastalık. Hastalık erken belirlendiğinde tedavisinde yüzde yüksek oranda bir başarı elde edilebilmektedir. Ancak zamanında teşhis edilemeyen omurga eğrilikleri ilerlemişse, çocukların normal gelişimi engellemektedir. Erişkinlik döneminde; bel ve sırt ağrıları, kalp ve akciğer fonksiyon bozuklukları görülmektedir.
Skolyoz, dikkatli bir göz tarafından farkedilebilmektedir. Skolyozun erken dönemlerinde genellikle bir yakınma yoktur. Bu nedenle tanı genellikle tesadüfen konulur. Genellikle ilk bulgu görüntü bozukluğudur. Kötü duruş şekli, bir omuzun diğerinden yukarıda durması, bir tarafta belirginleşen kürek kemiği çıkıntısı, elbiselerin tam olarak vücuda oturmaması [kızlarda etek ya da elbise çizgilerinin asimetrik olması) çoğu zaman aile veya öğretmenleri tarafından fark edilir. Skolyozun saptanmasında en kolay yollardan biri öne egilme muayenesidir. Dizlerini bükmeden her iki eli ile yere degmeye çalışan öne egilmiş çocukta kaburga çıkıntısı, kalça veya belde asimetri olması skolyozu akla getirmelidir.Bu şikayetle gelen hastalarda genellikle skolyoz tespit edimektedir.

 

Tedavisi

Skolyoz tedavisinde amaç kozmetik olarak düzgün, dengeli ve agrısız bir omurga yapısı saglamak ve oluşabilecek ek sorunları önlemektir. Erken tanı, eğriligin daha küçükken saptanması ve gerekli önlemlerin alınması ile ilerlemenin önüne geçilmesini saglar. Tanı ve tedavide her hasta bireysel olarak degerlendirilmelidir. Yani her hastanın tedavisi kendine özgüdür.
Skolyozun seyri hastadan hastaya değışkenlik göstermektedir. Skolyoz ilerleyebilir, aynı derecede kalabilir veya düzelebilir. Tedaviyi belirleyen ana faktörlerden biri, bu sürecin öngörülmesidir. Genel olarak skolyozun küçük yaşta ortaya çıkması, iskelet olgunlaşmasının derecesi, çift egrilikler, egrilik açısının fazla olması, hastalıgın ilerleyebilecegi konusunda uyarıcı olabılir. Bu hastalar daha yakın izlenip, daha yogun tedavi alırlar. Dolayısı ile skolyozlu bir çocuk düzenli aralıklarla konunun uzmanı bir hekim tarafından kontrol edilmelidir.

Skolyozda tedavi skolyozun tipine ve büyüklüğüne göre değişklik gösterebilmekle beraber  en sık uygulanan  tedavi seçenekleri şunlardır:

 

  • Gözlem: 20 derecenin altında ve iskelet gelişimi tamamlanmaya yakın hastalarda sadece gözlem ve belirli aralıklarla kontrol yeterlidir. Gözlem hasta iskelet sistemi gelişimini tamamlayaıncaya kadar surer.
  • Korse Tedavisi: Korsenin amacı eğimin artışının engellenmeye çalışılmasıdır. Korse özellikle eğimin 25 derecenin üstünde olduğu ve büyümenin devam ettiği çocuklarda etkilidir. Korse etkisi 40 derece üstü eğriliklerde ve iskelet gelişimi tamamlanmasına uzun yıllar olan çocuklarda azalmaya başlar.
  • Cerrahi Tedavi: Eğim 50 derece üzerinde ve çocuk hala büyüyorsa cerrahi kaçınılmazdır. 50 derece üzeri eğrilikler büyüme sona erdikten sonra da artmaya devam eder. Bu sebeple ilerideki komplikasyonları önlemek, ve kozmetik sonuçlar açısından cerrahi uygulanmaktadır. Bazı erken başlangıçlı ve konjenital  skolyozlarda eğim 50 dereceye gelmeden önce de  cerrahi tedavi uygulanabilmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir